KÜL SERAMİK
Ürün Adı:
Buda Büst Dekoratif Obje - "Sizi
kendinizden başka hiç kimse kurtaramaz. Kendi kendinize ışık olun.”
Açıklama:
Doğu felsefesinin ve içsel huzurun sembolü
olan Buda figüründen ilham alınarak tasarlanan bu obje, dinginliği ve dengeyi
temsil ediyor. “Sessizlik, en derin bilgeliğin sesidir.” anlayışıyla şekillenen
bu eser, evinizin ya da çalışma alanınızın enerjisini sakinleştirirken derin
bir anlam da katıyor.
Ürün Özellikleri:
-Malzeme: PES obje üzerine krem, siyah
tonlarda akrilik boya ve metalik altın rengi uygulaması.
-Ağırlık: 1.300 gram.
-Boyut: 18 cm en, 20 cm boy, 33 cm
yükseklik.
-Renk: Krem, siyah ve metalik altın yaldız
detayları.
-Kullanım Alanı: Salon, ofis, kitaplık veya
vitrin dekorasyonu için ideal.
-Bakım: Nemli bir bezle temizlenebilir,
direkt güneş ışığından koruyun.
Hikayesi:
Buda, aydınlanmayı arayan bir ruhun ve yaşamla kurduğu bilgece bağın
temsilcisidir. Bu büst, sadece dekoratif bir obje değil, aynı zamanda içsel
yolculuğun bir simgesi olarak tasarlandı. El yapımı detayları ve yumuşak
geçişli tonları ile mekânınıza huzur, duruluk ve anlam katıyor.
Bakım Talimatları:
Ürününüzün uzun ömürlü olması için nazikçe
nemli bir bezle temizleyin ve sert kimyasallardan kaçının.
Paketleme ve Kargo:
-Ambalaj: Çevre dostu, %80 geri
dönüştürülebilir ambalaj kullanıyoruz.
-Kargo: Siparişiniz 10-14 iş günü içinde
kargoya verilir.
-İade: 30 gün koşulsuz iade garantisi ile
güvenle alışveriş yapabilirsiniz.
İletişim:
Bazen
toprakla, bazen fırçayla meşgul olsam da mesajlarınıza en kısa sürede dönüş
sağlıyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Özel Siparişler:
Kendi iç huzurunuzu simgeleyecek, farklı
renk veya boyda bir Buda büstü mü hayal ediyorsunuz? İletişime geçin, birlikte
tasarlayalım.
İsterseniz:
Bu anlam dolu Buda Büstünü şimdi sepetinize
ekleyin ve yaşam alanınıza dinginlik ve bilgelik taşıyın.
Vaktiyle bir adam, hayatın anlamını bulmaya kafayı takmış. Ne kadar düşünse, ne kadar araştırsa da hiçbir cevap onu tatmin etmemiş.
“Mutlaka bir yanıt olmalı,”
diyerek köy köy, kasaba kasaba dolaşmaya başlamış. Ama kimse ona aradığı cevabı
verememiş. Zaman akıp giderken umudu tükenmeye yüz tutmuş.
Bir gün
bir köyde, insanlar ona demiş ki:
“Şu karşı dağlarda yaşlı bir bilge var. Belki o sana aradığın cevabı
verebilir.” Adam,
zorlu bir yolculuktan sonra bilgenin evine ulaşmış. Kapıyı çalmış ve sorusunu
sormuş:
“Hayatın anlamı nedir?”
Bilge
gülümsemiş. “Sana cevabı veririm, ama önce bir sınavı geçmen gerek.” Adam kabul
etmiş. Bilge, eline bir çay kaşığı vermiş, içine zeytinyağı doldurmuş ve demiş
ki:
“Bahçede bir tur atıp geri gel. Ama dikkat et, kaşıktaki yağdan bir damla bile
dökülmesin. Dökersen, kaybedersin.”
Adam,
gözü kaşıkta, bahçeyi turlamış ve geri dönmüş. Bilge sormuş:
“Kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?”
Adam şaşırmış. “Kaşıktan başka bir şeye bakmadım ki!”
Bilge,
“Tekrar git,” demiş. “Bu sefer kaşık elinde olsun, ama bahçeyi de gör.”
Adam
bahçeye çıkmış. Bu kez gördüklerine hayran kalmış: rengarenk çiçekler, mis
kokulu ağaçlar, muhteşem bir manzara... Geri döndüğünde bilge yine sormuş:
“Bahçe nasıldı?”
Adam,
büyülenmiş bir şekilde güzellikleri anlatmış. Bilge kaşığa bakmış ve gülümseyerek
demiş:
“Ama kaşıkta yağ kalmamış.” Sonra eklemiş:
“Hayat, senin bakış açınla anlam bulur. Ya sadece bir noktaya takılırsın, hayat
akar gider, sen fark etmezsin. Ya da güzelliklerin içinde yaşarsın, anı
kucaklarsın. Hayatın anlamı, dengeyi bulmakta, her anı görüp hissetmekte
saklı.”