KÜL SERAMİK
Ürün Adı:
Avucumdaki Dünya Dekoratif Obje -
"Sen kendine inanırsan, başkaları da sana inanacaktır."
Açıklama:
Bu
eşsiz dekoratif biblo, evrensel sorumluluğu ve bireyin dönüştürücü gücünü
simgeliyor. El yapımı boyaların dokusuyla hem ruhunuza hem yaşam alanınıza
anlam katar. Sanat ve felsefenin birleşim noktası olan bu özel parça;
farkındalık, güç ve duyarlılık temalarını modern çizgilerle buluşturuyor.
Ürün Özellikleri:
-Malzeme: PES obje üzerine krem, siyah, mavi tonlar akrilik boya ve metalik altın rengi uygulaması.
-Ağırlık: 1.550 gram.
-Boyut: 9 cm en, 18 cm boy, 30 cm
yükseklik.
-Renk: Krem, siyah, mavi tonlar ve metalik
altın yaldız detayları.
-Kullanım Alanı: Salon, ofis, kitaplık veya
vitrin dekorasyonu için ideal.
-Bakım: Nemli bir bezle temizlenebilir,
direkt güneş ışığından koruyun.
Hikayesi:
“Avucumdaki Dünya”, bireyin kendi
içindeki gücü ve sorumluluğu temsil ediyor. Küçük bir elin içinde duran koca bir
dünya, aslında ne kadar çok şeyin bizim kararlarımızla şekillendiğini
anlatıyor. El yapımı olarak boyanan bu biblo; sadece bir dekoratif obje değil,
aynı zamanda her gün hatırlanması gereken bir yaşam felsefesi.
Bakım Talimatları:
Ürününüzün uzun ömürlü olması için nazikçe
nemli bir bezle temizleyin ve sert kimyasallardan kaçının.
Paketleme ve Kargo:
-Ambalaj: Çevre dostu, %80 geri
dönüştürülebilir ambalaj kullanıyoruz.
-Kargo: Siparişiniz 10-14 iş günü içinde
kargoya verilir.
-İade: 30 gün koşulsuz iade garantisi ile
güvenle alışveriş yapabilirsiniz.
İletişim:
Bazen ellerim çamura ya da boyaya bulanmış,
yeni eserler üretmekle meşgul oluyor. Mesajlarınıza en kısa
sürede döneceğim. Sabrınız için... Teşekkürler!
Özel Siparişler:
Bu eserin sana özel bir versiyonunu ister
misin? Renk, boyut ya da tema değişiklikleriyle kişisel dokunuşlar için
iletişime geç, birlikte hayal edelim.
İsterseniz:
Dünyayı avuçlarında hissetmeye bugün başla.
Bu anlam yüklü bibloyu şimdi sepetine ekle!
Ormanın derinliklerinde iki neşeli kurbağa yaşardı. Bir gün, maceracı ruhlarıyla çevreyi keşfederken, bir çiftlik avlusunda büyük bir süt kovası gördüler. Kurbağaların gözleri büyüdü.
“Bu kova çok büyük! İçinde ne var acaba?” dedi biri.
Diğeri heyecanla zıplayarak kovanın kenarına çıktı. “Sadece bir bakış atalım, belki güzel bir şey buluruz.” Tam o sırada dengesini kaybedip içine düştü. Arkadaşı şaşkınlıkla arkasından zıplarken, o da kendini süt kovasının içinde buldu. Panik içinde çırpındılar. Ama sıçrayamıyorlardı.
Bir süre denedikten sonra ilk
kurbağa yorgun düştü. “Boşuna çırpınıyoruz! Buradan
asla çıkamayız, kendimizi bırakıp ölümü kabul etmeliyiz.” dedi.
Diğeri hırsla yanıt verdi: “Hayır! Belki bir yol bulabiliriz. Biraz daha çırpınmalıyız.”
Ama arkadaşının umudu
tükenmişti. Birkaç saniye sonra kendini bıraktı ve süt kovasının dibine battı.
Diğer kurbağa ise pes etmedi. Saatlerce çırpındı, yorulmasına
rağmen durmadı. Vücudu sürekli sütü karıştırıyordu. Bir süre sonra sütün
kıvamının değiştiğini fark etti. Süt tereyağına dönüşmeye
başlamıştı!
Ayaklarının altında sert bir
yüzey oluştuğunu hissettiğinde, son bir çabayla sıçradı ve kovanın kenarına
tırmanarak dışarı çıktı. Yorgundu ama hayattaydı.
Kurbağa derin bir nefes aldı
ve kendine şöyle dedi:
“Hayatta zorluklarla karşılaşacağız. Ama mücadele
etmeyi bırakırsak, kaybederiz. Pes etmeyenler ise kazanır!”