KÜL SERAMİK
Ürün Adı:
Antik Kazıma Dekoratif Tabak - “Vücudun
başarabilir. Yeter ki aklını ikna et.”
Açıklama:
Kazıma tekniğiyle işlenmiş bu el yapımı
dekoratif tabak, antik çağların izlerini günümüze taşıyor. Her çiziği, her
deseni zamanın sabırla şekillendirdiği bir hikâyeye dönüşüyor. “Zaman, sabırla
oyulmuş bir hikâyedir.” anlayışıyla ortaya çıkan bu eser, mekânınıza tarihî ve
sanatsal bir derinlik katıyor.
Ürün Özellikleri:
-Malzeme: El yapımı stonware seramik tabak üzerinde siyah akrilik boya ve antik altın kazıma tekniği.
-Ağırlık: 1.350 ± 100 gram.
-Boyut: 25 cm çap, 10 cm yükseklik.
-Renk: Siyah akrilik boya ve antik altın
kazıma tekniği.
-Kullanım Alanı: Salon, ofis, kitaplık veya
vitrin dekorasyonu için ideal.
Hikayesi:
Bu tabak, geleneksel kazıma sanatıyla geçmişin izlerini bugüne taşıyor.
El emeğiyle işlenen her detay, tarihin bir parçası gibi görünüyor. Zamansız,
özgün ve etkileyici.
Bakım Talimatları:
Doğrudan suyla temas ettirmeyin. Sadece
dekoratif amaçlıdır, yiyecek servisi için önerilmez. Güneş ışığından uzak
tutulması uzun ömürlü kullanım sağlar. Nemli bir bez ile silinmesi yeterlidir.
Paketleme ve Kargo:
-Ambalaj: Çevre dostu, %80 geri
dönüştürülebilir ambalaj kullanıyoruz.
-Kargo: Siparişiniz 10-14 iş günü içinde kargoya
verilir.
-İade: 30 gün koşulsuz iade garantisi ile
güvenle alışveriş yapabilirsiniz.
İletişim:
Atölyede üretim yoğunluğu sebebiyle zaman
zaman gecikmeler yaşanabilir. İlginiz ve anlayışınız için teşekkür ederim.
Özel Siparişler:
Kendi hikâyenizi kazımak ister misiniz?
Size özel tasarımlar için bizimle iletişime geçin.
İsterseniz:
Bu anlam yüklü “Antik Kazıma Dekoratif
Tabak”ı şimdi sepetinize ekleyin, mekânınıza geçmişin ruhunu davet edin.
Profesör, büyük bir salona
girerken şaşkına döndü. Koskoca konferans salonunda
sadece bir kişi oturuyordu.
Kendi kendine düşündü: “Acaba bu konferansı yapmalı mıyım?”
Sonunda kürsüye çıktı ve
izleyiciye seslendi:
"Beyefendi, gördüğünüz gibi salon boş. Eğer
isterseniz konuşmamı yapmayabilirim."
Yaşlı adam sakince gülümsedi
ve şöyle dedi:
"Ben anlamam profesör bey. Ben ahırda çalışan
bir seyisim. Ahıra bir at gelse de yem veririm, yüz at gelse de yem
veririm."
Profesör bu sözlerden
etkilendi. Motivasyonu arttı, coşkuyla konuşmaya
başladı. Normalde 1 saat sürecek konuşmayı 3 saat boyunca
tutkuyla anlattı.
Konuşma bitince seyise sordu:
"Nasıl buldunuz?"
Seyis yine gülümsedi:
"Ben anlamam profesör bey. Ama şunu bilirim:
Ahıra bir at gelse de yem veririm, yüz at gelse de yem veririm. Ama tek bir at
varsa, yüz atın yemini ona verip de israf etmem!"
Profesör o gün anladı ki, dinleyicinin sayısı değil, verilen mesajın gücü önemliydi.