KÜL SERAMİK
Ürün Adı:
Antik Altın Oymalı Dekoratif Tabak - “Başlamak
zor olabilir ama en zor kısmı geride bırakır.”
Açıklama:
Tarihin görkeminden ilham alan bu el yapımı
dekoratif tabak, sünger dokulu yüzeyi ve antik altın detaylarıyla geçmişin
ihtişamını günümüze taşıyor. “Zaman, iz bırakanların sanatıdır.” anlayışıyla
şekillenen bu eser, evinize asalet ve tarihî bir dokunuş katıyor.
Ürün Özellikleri:
-Malzeme: El yapımı stonware seramik tabak üzerinde
antik altın akrilik boya.
-Ağırlık: 950 ± 100 gram.
-Boyut: 24 cm çap, 9 cm yükseklik.
-Renk: Antik altın akrilik boya.
-Kullanım Alanı: Salon, ofis, kitaplık veya
vitrin dekorasyonu için ideal.
Hikayesi:
Bu tabak, eski çağların ihtişamını modern yaşam alanlarına taşıyan bir
yorumdur. Sünger dokusuyla geçmişin izlerini yansıtırken, altın tonlarıyla da
zamansız bir lüks hissi uyandırır. Her parça, geçmişle günümüz arasında bir
köprü kurar.
Bakım Talimatları:
Doğrudan suyla temas ettirmeyin. Sadece
dekoratif amaçlıdır, yiyecek servisi için önerilmez. Güneş ışığından uzak
tutulması uzun ömürlü kullanım sağlar. Nemli bir bez ile silinmesi yeterlidir.
Paketleme ve Kargo:
-Ambalaj: Çevre dostu, %80 geri
dönüştürülebilir ambalaj kullanıyoruz.
-Kargo: Siparişiniz 10-14 iş günü içinde kargoya
verilir.
-İade: 30 gün koşulsuz iade garantisi ile
güvenle alışveriş yapabilirsiniz.
İletişim:
Her ürün tek tek elde üretildiği için bazen
dönüşlerde gecikme olabilir. İlginiz ve sabrınız için teşekkür ederim.
Özel Siparişler:
Altın dokunuşun sizin hayalinizdeki formu
nasıl olurdu? Özel tasarım talepleriniz için bize ulaşabilirsiniz.
İsterseniz:
Bu ihtişamlı “Antik
Altın Tabak”ı şimdi sepetinize ekleyin ve yaşam alanınıza tarihî bir derinlik
kazandırın.
Bir Meksika sahil kasabasına yolu düşen Amerikalı iş
adamı, kıyıya yanaşan kayıktaki balıkçıyla konuşur.
Kayığın içinde, henüz tutulmuş birkaç ton balığı
bulunmaktadır.
Amerikalı iş adamı balıkların iriliğinden dolayı
balıkçıyı över ve bu birkaç balığı ne kadar zamanda yakaladığını sorar.
Balıkçı, “Fazla sürmedi, senyör” der.
Amerikalı hayretle sorar: “Öyleyse neden daha fazla
denizde kalıp da daha çok balık tutmadın?”
“Bu kadarı bugünlük aileme yeter.”
“Peki”, der Amerikalı iş adamı.
“Geri kalan zamanın nasıl dolduruyorsun?”
“Sabahları geç kalkıyorum. Sonra birkaç balık tutuyorum.
Sonra çocuklarla oynuyorum.
Öğleden sonra eşimle biraz şekerleme yapıyorum. Akşamları
da kasabaya iniyorum; Amigolarla birşeyler içip gitar çalıyoruz.
Böylece hayatı dolu dolu yaşıyoruz, senyör.”
Amerikalı iş adamı bu hayatı son derece sevimsiz bulur.
“Ben Harvard mezunuyum, sana yardımım dokunabilir” der.
“Herşeyden önce, daha fazla balık tutmalısın.”
Balıkçı hayretle sorar: “Niçin senyör?”
“Artan balıkları satar, daha çok kazanırsın.”
“Sonra senyör?”
“Zamanla kendine daha büyük bir tekne alırsın.”
“Sonra senyör?”
“Daha büyük tekneyle daha çok balık tutar, daha çok
kazanırsın.”
“Sonra senyör?”
“Daha başka tekneler alır, bir filo kurarsın.”
“Sonra senyör?”
“Sonra balıkları işlemek için kendin konserve tesisleri
kurarsın. Böylece kârın önemli bir kısmını başkalarına kaptırmamış olursun.”
“Sonra senyör?”
“Tabii, bütün bu işleri böyle küçük bir sahil kasabasında
yürütemezsin. bu arada Los Angeles veya New York gibi büyük bir dünya kentine
taşınmış olursun.”
“Sonra senyör?”
“Yeteri kadar büyüyünce halka açılır, hisse senetlerini
satarsın. Büyük zengin olursun. Milyonlarca doların olur.”
“Sonra senyör?
“Bu kadar paran olduktan sonra çalışmana gerek kalmaz.
Emekliye ayrılır, bir sahil kasabasında kafanı dinlersin.
Sabah geç saatlere kadar uyursun. Biraz balık tutar,
çocuklarla oynar, öğlenleri de şekerleme yaparsın. Akşamları ise amigolarınla
bir şeyler içip gitar çalarsın.”
“Şu an bunları yapıyorum zaten senyör!..”